- ağız
- ağız <-ğzı> s1) Mund m; (hayvan için) Maul nt\ağız ağıza konuşmak unter vier Augen sprechen\ağızdan ağza dolaşmak [o geçmek]; (haber) sich herumsprechen; (söylenti) kursierenağzı kulaklarına varmak (fam) von einem Ohr zum anderen strahlenbirinin ağzına kemik atmak (fig) o (fam) jdm etw in den Rachen werfenağzından baklayı çıkarmamak (fig) o (fam) mit etw hinterm Busch haltenağzından çıkmak (söz) entfahrenağzından kaçırmak ausplaudern, sich verplappernağzını tutmak den Mund halten; (sır vermemek) dichthaltenbirinin ağzını aramak [o yoklamak] jdn aushorchenbirinin ağzını burnunu dağıtmak jdm die Fresse polierenbirinin ağzını sulandırmak (fam) jdm den Mund wässrig machenbirinin ağzını tıkamak (fam) jdm das Maul stopfen\ağızlara sakız oldu sein Name war in aller Mundeelden ağıza yaşamak von der Hand in den Mund leben2) (akarsu ağzı) Mündung f3) (kavşak) Kreuzung f4) (bıçak ağzı) Klinge f5) ling Mundart f; (taşra ağzı) Platt nt6) (kez) Mal ntilk \ağızda paranın yarısını ödedi beim ersten Mal zahlte er die Hälfte des Geldes7) (üslup) Stil m8) (pek yakın yer) Rand muçurumun ağzında am Rande des Abgrundes
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.